Neden AKŞEKER?..

Edirne'den Kars'a tüm ülkenin en ücra köşesindeki marketlerde Akşeker ürünleri görmekten öyle mutluluk duyuyorum ki, anlatılmaz.

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun çok yakın arkadaşım, kadim dostum ve kardeşim Ali Şeker, AKŞEKER’in şimdiki tesislerini kurduğunda, kendisine hep “Ya patron bu tesislerde sadece kargas et işi yapma. Sucuk, salam, sosis, kavurma, pastırma, köfte gibi şarküteri mamülleri de yap” derdim. O da her seferinde “daha erken” derdi. 

Biz kendisi ile 10 günlük bir yurt dışı seyahatine çıktık. Döndüğümüzde baktık şirketin yönetim katında 8-10 kasa sucuk gördüm. Kendisine “bu ne” diye sorduğumda “Muhammed bu işe başlamış. Bakalım nasıl olacak” demişti.

Öyle sevindirmiştim ki, sanki dünyalar benim olmuştu. 

Muhammed, Ali Şeker’in büyük oğlu. Uzun yıllar Amerika’da okudu. Dahası okurkende bu ülkenin en büyük et  şarküterilerinde çalıştı. Baba mesleğinin verdiği tecrübe ilede bu çalışma yoğrulunca, Allah yolunu açık etsin, genç yaşta adeta etin profesörü oldu çıktı.

Muhammed sucuk işine başlayıp markalaşma adına yola çıkarken, rahmetli karşısına oturtup “Bak oğlum kazancımın kuruşunda haram yok. 6 yaşında başladığım hayat mücadelesinde bu yere, tırnaklarımla geldim. Bu işi yapacaksan dosdoğru yap. Kendin yemeyeceğin bir şeyi sakın başkasına yedirme. Değilse hakkımı helal etmem” diye nasihat ettiğini biliyorum.

Muhammed babasının bu nasihatının ardından ondan aldığı destekle Akşeker’in ürettiği sucuk, kavurma, pastırma ve salam, sosis boşta olmak üzere diğer ürünler bir kaç yıl içerisinde, piyasada aranılan bir marka haline geldi. Konya’da üretilen Akşeker ürünleri bugün Türkiye genelinde bir çok dev zincir marketlerin raflarında yer alıyor artık. 

Edirne’den Kars’a tüm ülkenin en ücra köşesindeki marketlerde Akşeker ürünleri görmekten öyle mutluluk duyuyorum ki, anlatılmaz.

Akşeker şimdi ürün yetiştiremez duruma geldi. Bir zamanlar et firmalarına et temin ederken, üretim fazlalaşınca şimdi çeşitli firmalardan karkas et temin eder oldu. 

Halk arasında “balın varsa sinek Bağdat’tan gelir” diye bir söz vardır. Bu söylemin hesabı Akşeker’in kalitesini keşfedenler bir daha bırakamıyor. 

Türkiye’nin en büyük tesislerinde  steril ortamda üretimi yapılan sucuktan salama, pastırmadan kavurmaya, köfteden kokoreçe kadar bir çok ürüne güvenerek, tereddütsüz bir şekilde sofralarınızda yer verebilirsiniz.

Bir kaç sene önce Konya’da doğan ve bugün tüm Türkiye genelinde adından övgüyle söz ettiren bir marka haline gelen Akşeker, önümüzdeki dönem yeni yapacağı yatırımları ile dünyaya da açılmayı hedefliyor. Bu marka bir gün gelir dünya markası olursa hiç şaşırmamak gerekir. 

Çok genç yaşta babasından bayrağı devralan Muhammed Şeker’i, ona destek olup, sırt veren kardeşlerini, genç yönetim kadrosunu ve 7/24 mesai yaparak gece gündüz üretim yapan emekçilerini kutluyorum. 

Allah yollarını açık etsin..